‘İlk hedef’ Filistin direnişine katılmaktı… Koç Holding’ten Divan’ı satın aldılar…
Gezi olayları döneminde Gezi’cilerin acil sağlık müdahalelerinde revir olarak kullanıldığı “Divan Pastanesi” olayların sembol mekanlarından birine dönüşmüştü.
Peki 1970’lerin ünlü Ziraat Bankası soygununu yapan Dev-Genç’li ‘Basın Yayın Komünü’nün soygun paralarıyla o dönem Koç ailesinden Divan Pastanesi’ni satın aldığını bilir misiniz?
Gazeteci yazar Sinan Onuş’un 1971 yılında devrimci gençlerin gerçekleştirdiği ünlü Ziraat Bankası soygununun öyküsünü anlattığı “Halk Adına Paralara El Koyuyoruz” kitabı kısa sürede ikinci baskısını yaptı.
Kitapta, soygunu gerçekleştiren ‘Basın Yayın Komünü’nün 12 Mart koşullarında soygun parasını korumak ve değerlendirmek için bir dükkan satın almaya karar vererek, soygun parasıyla o dönem Bağdat Caddesi’nde bulunan Koç Holding’in Divan Pastanesi’ni satın almasının da ayrıntıları da anlatılıyor.
FİLİSTİN’DEN DİVAN PASTANESİ’NE…
Ünlü Ziraat Bankası soygununu gerçekleştiren, Dev-Genç’li ‘Basın Yayın Komünü’nün ilk hedefi Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) saflarında Filistin direnişine katılmaktı.
Onuş’un tabiriyle “Gençlik içinde bir Filistin efsanesi doğmuştu…” Ürdün’deki Arafat-Kral Hüseyin çatışması nedeniyle Filistinliler Lübnan’a sürülüp ardından Türkiye’de 12 Mart müdahalesi olması tüm planlarını erteletti.
12 Mart sonrası devrimi örgütlemek için paraya ihtiyaçları vardı… 20’li yaşlarındaki ‘Basın Yayın Komünü’nün genç üyeleri, “bütün memleketin soluğunu tutup izleyeceği” bir soygun planladılar… Plan gerçekleşti…
Artık 4 milyonları olan beş parasızlar olarak, paranın bir kısmını saklamış bir kısmını da “örgütsel işler” için harcamışlardı. 12 Mart koşullarında hemen her gün evler basılıyordu. Evlerde kalmak, toplanmak güvenli değildi. Ayrıca hazıra dağ dayanmazdı. Parayı değerlendirmek için bir dükkan satın almaya ya da kiralamaya karar verdiler.
Macera Sinan Onuş’un kitabında şöyle anlatılıyor:
“Bu işletmeye herkes girip çıkmalı, dikkat çekmeyen bir iş yapılıyor olmalıydı. Gerektiğinde deposunda saklanma olanağı da bulunmalıydı. Komün üyeleri neresi olur diye araştırma yaparken Umur Aksan devreye girdi. Liseden beri tanıdığı ve pastanesine gittiği Bahtiyar Kuray, Bahçelievler’de Ful ve Bahtım isimli iki pastane işletiyordu. Mülkiyeti kendisinin değil kiralıktı.
Komün’le hareket eden ‘Pastacı’ Abdullah Altınel’i, pastaneye ortak ettiler. Onu geçmişte TİP Çankaya İlçe Başkanlığı’ndan tanıyorlardı. TİP’ten istifalar sırasında o da ayrılmış, yoluna Aktan İnce grubuyla devam etmişti.
Kâra ortak olacaklardı. Ne kazanırsa yarısı Apo’ya, yani Komün’e aktarılacaktı. Ortaklığa iştirak payı olarak Aydın Çubukçu 285 bin lira ödedi. Ortaklık senedi düzenlendi ama imzalanması gecikti. Bahtiyar Kuray, Aydın Çubukçu’yu ‘Kemal’ olarak biliyordu. Abdullah Altınel, Aydın Çubukçu’ya seyrek uğradığı Bahçelievler Dörtler Apartmanı daire 11’deki evinin anahtarını verdi. Ancak işletmelerin ömrü uzun olmadı. Bahtiyar Kuray zarar sebebiyle pastaneleri kapattı. Abdullah Altınel de Ankara’yı bırakıp İstanbul’a gitti. Çok girişimci biriydi. Divan Pastanesi satılıyordu. Aktan İnce’ye söyledi. Koç Holding’in Bağdat Caddesi’ndeki Divan Pastanesi’ni soygun parasından 100 bin lirası peşin 700 bin lira vererek satın aldılar.”